Bu yazıyı, Fransa’nın Dünyaca ünlü düşünür ve yazarı ‘’Montesguieu’nun’’ söylemiş olduğu, ‘’Bir ülke de yalakalığın getirisi dürüstlüğün getirisinden fazla olursa o ülke batar.’’ sözünü okuduktan sonra yazmaya karar verdim. Bizim ülkemiz de genel olarak batış eğilimli olduğundan, ‘’yalakalık’’ mesleği, eninde sonunda gereken kıymeti görüyor.
Sevgili AKP’li Belediye Başkanlarının yalakaları, üç kuruş için yıllardır yalakalığını yaptığınız sistem ne yazık ki artık bitti. Kiminizin avantaları kesilecek, kimileriniz işten çıkarılacaksınız, kiminiz yaptığı kanunsuz işlerden dolayı yargılanacaksınız. Tabi ki bu olumsuzluklardan dolayı bir form düşüklüğü gayet normal. Yaklaşık bir aydır gözlemliyorum. Bakıyorum da hepiniz haklı bir telaş içerisindesiniz. Vee, ben sizleri çok iyi anlıyorum. Size bir şey söyleyeyim mi? Ben karşınıza geçip ''Oh olsun'' diyecek insanlardan değilim. Elimden geldiğince sizlere yardımcı olmak isterim. Benim verdiğim tavsiyeleri harfiyen uygularsanız, önerilerimi dikkate alırsanız, kısa bir müddet sonra eski formunuza ulaşacağınızdan hiç kuşkum yok.
Diyeceksiniz ki sen bu tavsiyeleri nasıl verebiliyorsun?
Hemen cevaplayayım. Çok iyi bir ‘’yalaka’’ gözlemcisiyim.
Hazırsanız başlayalım:
Eskiden de yaptığınız gibi yeni Belediye Başkanını ve ekibini eleştirmeyin. Eleştirirseniz, bu durum sizi eski Belediye Başkanının yalakası konumuna sokar. Oysa sizin yalakalığınız tümüyle çıkara dayalı olacağı için, evrensel bir yalakalık modu sergilemeniz gerekiyor. Daha açık söylemek gerekirse sizin tavrınız, mesafeniz, davranış biçiminiz kişilerle ilgili değil, önünüze çıkacak fırsatlarla ilgili olmalı. Bir kişinin yalakası olmak sizi, kısır döngüye yöneltmek ve çalışma alanınızı daraltmaktan başka işe yaramaz. Sizin amacınız, kim gelirse ona yalakalık yapacak bir duruşa sahip olmak olmalı. Bu duruş ve davranış biçimi yakın çevrenizde saygıyla karşılanmasa bile sizi profesyonel bir yalaka olarak konumlandıracak ve yeni fırsatlara kapı aralayacaktır.
Sizlere vereceğim ikinci tavsiye:
Daha önce eski Belediye Başkanını yalamak için sosyal medyada yazdıklarınızı silmeyin. Neden mi? yazdıklarınızın birer kopyası çoktan alınmış bulunuyor da ondan. Onun için tam tersi bir tavır takının. Eski Belediye Başkanını yalayan yazılarınızdan alıntı yaparak kendinizi eleştiriyormuş gibi yapın. bu kendinizi eleştiriyormuş gibi yazdıklarınızı okuyan kişiler, “Ne oluyor lan bunlara ?” desin. En yalaka tweetinizi alıntılayıp üstüne “İyi bok yemişim” yazın mesela. Eğer birisi size ''yalaka'’ derse, başınızı karşınızdakini selamlıyormuş gibi hafifçe öne eğerek ve en önemlisi, tebessüm ederek size söylenen kelimeyi onayladığınızı belli edin. Bu hareketiniz gereksiz tartışmalara yol açmayacaktır.
Sizlere vereceğim üçüncü tavsiye:
Zaten utanma duygunuzun olmadığı ve bundan dolayı da hiç kimse sizden onurlu bir davranış biçimi veya gururlu bir hamle beklemiyor ya, Kesinlikle kendinizi böyle bir şeye zorlamayın. Birisi zamanında yaptığınız rezillikleri yüzünüze vurduğunda kendinizi savunmaya kalkmayın. Unutmayın siz en aşağıdasınız veee, buradan daha aşağısı yok. onun için sizin geri adım atmanıza gerek de yok. Sakın evinize kapanmayın, ortalıkta değişen hiç bir şey yokmuş gibi gezinmeye devam edin.
Sizlere vereceğim dördüncü tavsiye:
İlk üç tavsiyede bahsettiğim davranış hareketlerini sürekli pratik yapın. Pratik yaparken de mutlaka ayna karşısında çalışın çünkü, mimiklerinizi, gülüşünüzü, en cilveli halinizi sürekli olarak aynı biçimde sergileyebilmeniz gerekecek bu nedenle de ayna karşısında çalışmak, çok önemli. Günde birkaç saatlik antrenmanla bunun üstesinden gelebilirsiniz. Unutmayın, çalışmadan hiç bir başarıya ulaşılamaz. Manevi Olarak Kaybedecek ahlak, gurur, erdem, namus. dürüstlük, hak, hukuk, adalet gibi sizi bağlayıcı hiç bir değeriniz olmadığı için de normal insanlardan farklı konumdasınız. Sizi normal insanlardan üstün kılan da bu vasıflarınız. İşte bu sahip olduğunuz çok önemli özellikleriniz sizi çok daha farklı hale getiriyor, Normal insanlar bir işin getirisini ve götürüsünü hesaplamaya çalışırlarken sizler sadece getiriyi hesaplayabiliyorsunuz. Bu avantajınızı çok iyi kullanın. Herkes sizin ne kadar pervasızca hamle yapabileceğinize ikna olmalı ki, gerisi çorap söküğü gibi gelsin.
Sizlere vereceğim beşinci ve son tavsiye:
Kişiliğinizin ve karakterinizin olmamasını gözünüzde büyütmenize hiç gerek yok,sürekli olarak bardağın dolu tarafına odaklanın. Çevrenizdeki bazı insanların parası, bazı insanların evi, bazı insanların arabası, bazı insanların işi, bazı insanların sofrasında aşı ve daha bir çok şeyi olmayabilir. Bunu asla kafanıza takmayın, bazı insanlar da sizin gibi kişilik sahibi olmayabilir. Bunu bir tür hastalık gibi kabul edin ve bu durumdan dolayı kendinizi suçlamayın. Hiç bir zaman unutmayın ki bu ülkede, kişiliksiz insanlar da aynı haklara sahip. Siz tatlı dilinize, kıvrak belinize, kısacası olumlu özelliklerinize odaklanın. İnanın her şey kısa süre içerisinde yoluna girecektir.
Hepinizi en içten duygularımla öpüyorum.
Bol şanslar.