Son yıllardaki en acayip icat nedir?
Bana sorarsanız sosyal medya alanları ve akıllı telefonlar derim. Bu sosyal medya alanları ve akıllı telefonlar sayesinde bütün hayatımız değişti. Artık herkesin doğum gününü,evlilik yıldönümünü,hastalığını,sağlığını, nerede olduğunu,ne yiyip ne içtiğini, kim kiminle ne yapıyor,çocuklarının yaşını,evlerinin içini,mobilyalarının markasını,daha da ileri giden bir takım sosyal medya fenomenlerinin yatak odası paylaşımları sayesinde çok şükür hiç kimsenin saklısı gizlisi mahremi kalmadı.
Birileri tarafından izlenmek,paylaştığı fotoğrafların çok sayıda beğeni almasını sağlamak uğruna toplum öyle zıvanadan çıkmış ki, selfie çekerken hayatını kaybedenler mi ararsın. yolda yürürken kanalizasyon çukuruna düşeni mi ararsın. Ancak benim gördüğüm kadarıyla özellikle genç kuşağın izlemekten çok izlenme kaygısı öne çıkıyor. Kimin daha çok takipçisi, izleyeni var müthiş bir yarış almış başını gidiyor.
Tabi bu sosyal medya bağımlılığı sayesinde akıllı telefon kullanma çılgınlığı ayrı bir sorun halini aldı. Bazı uzmanların açıklamalarından anlaşıldığı üzere akıllı telefon kullanma yaşının beş yaşına kadar düştüğü söyleniyor. Anne babalar çocuklara oyun oynaması için akıllı telefon alıyor.
Yedi sekiz yaşındaki çocuğun elinde üç beş bin lira değerinde telefon görmeniz mümkün. Aynı şekilde yaşları yetmiş,seksen,ninelerin,dedelerin elinde değeri binlerce lira ile ifade edilen akıllı telefonlar var.
Anladık, akıllı telefonlara sadece telefon olarak bakmamak lazım bazı iş insanları için veya bazı kişilere mesleki pozisyonları gereği büyük kolaylık sağlıyor tamam biliyorum ama,bunun da bir sınırı olması gerekmez mi?
Arkadaşın birisinden bir hikaye dinledim.
Bizim mahallede bir hanımefendi var, her gün elinde poşetlerle çocuk parkının oraya gelir kedilere yemek,mama getirir onları besler. Kediler yemeğe koyulunca elindeki telefonla selfie çeker, çeşitli açılardan fotoğraflar çeker, daha sonra oradan ayrılır. Hiçbir gün kedilerin yemek saati şaşmazdı. Biz de balkondan büyük bir keyifle onları izlerdik. Birkaç gündür hanımefendi gelmez oldu.Kediler alışkın oldukları için her gün aynı saatte parka gelip bekliyorlar. Merak ettik acaba hanımefendinin başına bir şey mi gelmişti? Kötü bir şey mi olmuştu? Sorduk araştırdık. Neyse ki korkulacak bir şey yokmuş. Telefonu arızalanmış tamire vermiş birkaç gün sonra telefonu geldiği zaman tekrar kedileri beslemeye gelecekmiş. Fotoğraf çekip instagramda paylaşamayacak olduktan sonra ne anlamı varmış kedilere yemek getirmenin. Telefonu tamirden geldikten sonra kedilere yemek getirmeye başladı hanımefendi.
Yaşadığı her olayı, yaşadığı her anı,daha da ileri gidip uykudaki hallerini bile kaydedip paylaşanlar varmış. Yapılan bazı hesaplamalara göre bu kişiler öldüklerinde hayatlarının yarısını yaşamış,kalan diğer yarısını internette,yorum, filtre,yükleme ,paylaşım falan yaparak geçirmiş olacaklarmış. Günde yüz,yüzeli fotoğraf yükleyenler olduğu söyleniyor.
Geçenlerde bir yerde okudum. Vatandaşın birisi parkta çocuğunun poz,poz fotoğraflarını çekiyor, bir hevesle çektiği fotoğrafları eşine göstermek için eve geliyor, eşine çocuğumuzun öyle fotoğraflarını çektim ,öyle güzel selfie yaptık ki görmelisin bu çektiklerimi hemen yüklemem ,paylaşmam lazım diye evden içeri giriyor. Eşi çocuk nerede diye sorunca, çocuğu parkta unutup geldiği aklına geliyor. bir telaşla parka koşuyorlar Çocuk yok . Çocuğu Polis karakolunda buluyorlar. Polisler de fırsatı hiç kaçırır mı hemen selfie çekip paylaşıyorlar. Altına seni çok özleyeceğiz güle güle notunu düşmeyi de ihmal etmemişler.
İki arkadaştan birisi diğerine elindeki telefondan bir fotoğrafı göstererek baksana şu fotoğrafa güzel kız değil mi? diye soruyor. Ötekisi ben tanıyorum oğlum o kızı fotoğrafta göründüğü gibi değil filtrelenmiş fotoğraf o bakma sen ona diye yanıtlıyor.
Demek ki evdeki hesap çarşıya uymaz denen şey bu olsa gerek.
Hala Nokia x bilmem kaç telefon kullanıyorum.
Paraya kıyıp alacam lan en akıllısından bi telefon, seyreyleyin siz ondan sonra beni.
Şaka,şaka okadar paraya kıyamam.
İsmail ERGÜN