Bütün Dünya ülkelerinin başına bela olan Koronavirüs salgını, Sosyal Devlet olmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Stratejik önemdeki Fabrikaların satışının ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha gördük.
Haraç mezat, yok pahasına birilerine peşkeş çekilen Şeker Fabrikaları, tam da bu günler için lazım. Şeker Fabrikaları sadece şeker üretmiyor,aynı zamanda Etil Alkol, (Etanol) üretiyor.
Hani şu Kolonya yapımında,dezenfektan,temizlik malzemesi yapımında kullanılan Alkol.
Ama,Alkol denince bizim hacı abilerin kafası başka türlü şarj ediyor.
Almanya,İspanya,Fransa, Kanada, İngiltere gibi Devletler bile sosyal devlet olmanın önemini kavradılar, ama ne yazık ki Bizim Dünya Lideri ve damat, hâlâ bıraktığımız yerde...
Muhalefet Partileri,Devletin Fabrikalarını satmayın,ona buna peşkeş çekmeyin,bu fabrikaların çalıştırılması yönünde çaba harcayın,üretime destek olun,Tarım politikaları geliştirin,çiftçiye destek verin,kendimizin üretebileceği şeyleri İthal etmek sevdasından vazgeçin derken,tam da bu içine düştüğümüz çıkmazı anlatmaya çalışıyordu.
Bir virüs belası başımıza geldi,aynı anda Kolonya bulamadı,eldiven bulamadı,maske bulamadı,test yaptıracak Hastane,laboratuvar bulamadı insanlar.
Oysa yıllardır bize anlatılan masal böyle değil di.Sağlıkta Çağ atladığımız söyleniyordu.
Şanslı olup bulabilenler ise, 10 Lira'lık kolonya ya 50 Lira,15 Lira'lık maske ye 200 Lira,
5 Lira'lık el dezenfektanı na 75 Lira,test yaptırabilmek için özel hastanelere 2000 TL ödemek zorunda kaldılar. Gıda ve temizlik maddelerindeki fahiş fiyatları ise yazmaya utanıyor insan.
Peki Neden, sosyal devlet anlayışını benimsememiz lazım diyoruz?
Neden,Parlamenter yönetim sistemini seçmemiz lazım diyoruz?
Çünkü, sosyal devlet anlayışı, tüm kamusal hizmetlerin özel sektör ve serbest piyasa anlayışı dışına çıkılarak, bütün hizmetlerin yurttaşlara sosyal hak olarak ulaştırılmasıdır:
Liberalizm ve onun takipçisi siyasal iktidarların son yıllardaki yarattığı en derin yıkım, sosyal devletin ortadan kaldırılması ve hayatın her alanının sadece PARA olarak görülmesi,
Eğitimin, sağlığın, sosyal güvenliğin sosyal hak olmaktan çıkarılıp, piyasada parayla alınır satılır bir mal olarak görülmesi ve yurttaşa yolunacak KAZ gözüyle bakıp müşteriye dönüştürülmesidir.
Bugün tüm dünyayı ve ülkemizi tehdit eden koronavirüs ile baş etmenin yolu, Anayasal bir yükümlülük olan sosyal devletin yeniden hatırlanmasıdır.
Yolcu garantili Havaalanı,araç geçiş garantili köprü,hasta garantili Hastane yapmak,Kanal İstanbul gibi saçma sapan bir şey üzerinde inat etmek asla çıkar yol değildir.
Eğitime,İlim'e,Bilim'e,Teknolojiye yatırım yapmaya ihtiyacımız var. Bir takım Hurafelerle bu işlerin yürümeyeceği ortada.
Umarım şu zor günlerde yaşananlardan ders çıkarılır.
Bizim bir atasözümüz var. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Derler.
İsmail ERGÜN