Denizlispor'u izlemenin ne tadı kaldı ne de tuzu. sanki sonu belli bir filmi izliyormuş gibiyiz her hafta aynı senaryo, aynı film
Ruhsuz heyecan vermeyen, futbolu unutmuş oyuncular.
Uzatma dakikalarını da hesaba kattığımızda karşılaşma 100 dakika
Yüz dakika içerisinde, kanat oyuncuları olumlu tek hareket yapamıyor.
Orta saha, bırakın oyun kurmayı,ayağında top tutamıyor.
Savunmanın sadece adı var,kimin ne yaptığı belli değil.
Forvet ruh gibi ortalıkta geziniyor gol diye birşeyin ne olduğunu unutmuş vaziyette.
İnançsız,isteksiz,hevessiz ve bitik.
Bırakın gol atmayı,ayakta duracak halleri yok.
Rakip takımın kalecisi bir tabureye oturup keyifle çayını kahvesini içse olacak.
Maçı seyrederken bi ara gözüme takıldı, rakip stoperler muhabbet ediyorlardı.
Yüz dakika oynanan karşılaşma boyunca akılda kalabilecek sadece Recep Niyaz'ın iki şutu var birisi direkte patladı,diğeri auta gitti o kadar.
Ne oldu bu takıma?
Eskiden Denizli deplasmanı rakip takımları korkuturdu.
Şimdi Denizli'ye gelen takımlar tatil havasında geliyor, yiyip, içip, üç puanı alıp dönüyorlar.
Sayın yöneticiler, lütfen işin ciddiyetinin farkına varın ve oyunculara da bu işin şakaya gelir yanı olmadığını tek tek anlatın.
Artık tesislerde mi yatıp kalkarsınız,yoksa başka yöntemler mi bulursunuz bilemiyorum ama, Denizli,süper lig hasretini yıllarca çekti. Bu takımı düşürmeyin.
30. Maç üç teknik direktör. Yani on maç oynayan gidiyor.
Her mağlubiyetten sonra teknik direktör değişikliğine gitmek liğ de kalmaya yetmeyebilir.