Temelinde  hak, hukuk, adalet, eşitlik,  ve hakça paylaşım  olmayan her düzen bir gün yıkılmaya mahkûmdur.

Bana göre de  her ne kadar uzatmaya çalışsalar da o gün çok yakın.

Türkiye  içinde bulunduğu ortamda  siyasi, ekonomik, ve sosyal her alanda ciddi bir  travma yaşıyor.

Ülke adeta 9 şiddetinde bir depreme maruz kalmış  ve her anlamda çökmüş vaziyette.

Mutlu bir azınlık dışında her kesim perişan.

19 yıldır süren AKP iktidarında devleti içten kuşatan liyakatsizlik ve Başkanlık sistemiyle birlikte adeta tavan yapan tek adam yönetimi  bana göre artık yolun sonuna gelmiştir.

Devlet  yönetmeyi,  babasının çiftliğini  yönetmek gibi gören  hiçbir iktidar  ilelebet  ülkeyi yönetmeye devam edemez.

İşte şu an uzatmaları oynanan   ama hakem ne kadar uzatırsa  uzatsın sonucun değişmeyeceği bir maç oynanıyor.

Türk milleti olarak yolun sonuna gelen bir düzenin son günlerini, belkide son dakikalarını  yaşıyoruz.

19 yıl boyunca her alanda  ciddiyetten uzak bir iktidar tarafından yönetildik.

Devlet yönetmeyi  sadece inşaat ve betona yatırım olarak görerek parayı betona gömdüler ve birkaç yandaş iş adamını kendilerine bağlayarak zengin ettiler.

Millete  çok büyük hizmetler yapıyorlarmış gibi  gösterilerek  yapılan  yol, köprü, metro, havaalanı, hastane gibi projeler kendi  adamlarına yaptırılarak devlet borçlandırıldı.

Hem de en az 25-30 yıllık  işletme hakları ve garanti para sözü verilerek, Milletin geleceği ipotek altına alınarak  borçlandırıldı.

Görsel ve yazılı Medyanın, basının büyük bir kısmı ele geçirildi. İktidara boyun eğmeyen medya ve basın kuruluşları  ya bertaraf edildi ya da keyfi  para cezaları kesilerek susturuldu.

Toplum dini ve etnik kimlikler üstünden kutuplaştırıldı.

Sivil toplum kuruluşlarının, Öğrencilerin,Halkın her çeşit eylem,gösteri ve grev hakkı yasaklandı.

İktidarı eleştiren her kuruluş,kendilerine oy vermeyen Vatandaşlar, kısacası  herkes vatan haini ilan edildi.

İktidarı eleştiren herkes vatan haini ilan edilirken gerçek vatan hainlerine ne istedilerse verildi.

Ne istedilerse  verilen bu hainler devletin tüm organlarını ele geçirip Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya ve ele geçirme girişiminde bulundular. Yani bu topraklar üzerinde yeni bir Devlet kurmaya kalkıştılar.

Atatürk’ün kurduğu  ne kadar Kamu kuruluşu  varsa,Cumhuriyetin tüm mirası özelleştirme adı altında satılarak tamamen sanal bir zenginlik ortamı yarattılar.

Oysa gerçekte zenginleşen  Millet değil sadece  İktidara biat eden küçük bir azınlıktı.

Halk, her gün biraz daha fakirleşti.

Fakirleştirilen  insanlar  sosyal yardım  yapıyoruz adı altında iktidara  muhtaç hale getirildi.

İnsanlar açlıkla terbiye edilerek özgürlükleri satın alındı.

Biz İktidardan gidersek  bütün sosyal yardımlarınız kesilir yiyecek ekmek bulamazsınız denilerek milyonlarca fakir vatandaşımız korkutuldu.

İşler kötüye gittikçe sürekli olarak sertleştiler ve yasal olmayan uygulamalar arttı. İnsanlar daha çok açlık ve hapisle korkutulmaya çalışıldı.

Ülkede  kendilerine biat eden, yandaş,  küçük bir azınlık rahat yaşasın diye fakir halk ağır vergiler ve zamlar altında ezildi.

Tüm bu yaşadıklarımızın bizi getirdiği nokta işte ortada duruyor.

DOLAR-10 TL, EURO-11 TL, ALTIN 550 TL.

Ekonomi batık, halk açlık ve sefalet içinde boğuşuyor,  daha da  kötüsü hiç kimsede huzur yok, insanlar gelecekten umudunu kesmiş durumda.

Ancak  bütün bu gelişmelere ve bunca  şeye rağmen gerçekleri ısrarla görmek istemeyen, gözünü yuman bir iktidar ve ortağı var.

Hala gerçeklerle alakası olmayan pembe tablolar çiziliyor ve her şey güllük gülistanlık gibi gösterilmeye çalışılarak dünyanın bizi kıskandığı gibi saçmalıklarla Vatandaş kandırılmaya çalışılıyor.

Akıl dışı bir anlayışla  başımıza gelen her felaketin nedeninin dış güçler olduğu safsatası  yapılıyor ve Vatandaş korkutulmaya çalışılıyor.

19 yıldır bu saçmalıklar  ile iktidarlarının ömürlerini uzatmayı bir şekilde başardılar  ama artık  Vatandaşın  bu yalanlara karnı tok. Yolun  sonu görünüyor.

Şimdi tekrar  tehdit ve korkutma politikası uygulamaya  başladılar. Çünkü ellerinde başka bir şey kalmadı.

Dikkat ederseniz son zamanlarda iktidarın sandıkta seçimi kaybetse bile iktidarı vermeyeceği söylentileri dillendirilmeye başladı.  Böyle yapılarak halk korkutulmaya çalışılıyor.

Kimse bu tehditlere inanmasın, umutsuzluğa kapılmasın. Biz bu filmi 2 yıl önce  Yerel seçimlerde gördük. Özellikle İstanbul ve Ankara seçimlerinde gördük. Kazansanız bile vermeyiz dediler, Sonuç ne oldu?  Bütün Büyükşehir Belediyelerini kaybettiler.Milyonlarca insanın  sandıkta gösterdiği irade karşısında kimse direnemedi.

Kimse Türk milletinden büyük değildir. Hiçbir siyasi güç, Türk milletinin milli iradesinden güçlü değildir.

İster zamanında yapılsın, isterse erken seçime gidilsin  Önümüzdeki seçim Türk milleti için yeni bir başlangıç olacaktır.

İşte asıl mücadele bu iktidar değiştiği gün başlayacak.

Ajans 20 Davul çalmaya devam…