Değerli dostlar yeni bir yazı ile yeniden birlikteyiz.
Ne yazalım ne söyleyelim gerçekten bilemiyorum.
Gündem o kadar hızla değişiyor ki, haftalık değil, günlük değil,
Saatlik desek mübalağa olur mu bilemiyorum sanki dakikalık değişir duruma geldi.
Nasıl değişmesin ki Ülke, saldım çayıra Mevla gayıra vaziyetinde oradan oraya savruluyor.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti artık yönetilemez vaziyetteyken bunların yaşanması elbette sürpriz değil.
Hal böyleyken bakıyorsunuz;
İktidar muhalefete,muhalefet iktidara sallayıp duruyor horoz dövüşü misali.
Çiftçinin,Emekçinin,İşçinin,EYT’linin,Yüz binlerce atanamayan öğretmenin,Yüz binlerce 3600 ek gösterge bekleyen memurun,Milyonlarca işsizin,Ülkeyi adeta sessiz bir şekilde işgal eder duruma gelen Suriye’lilerin Afgan’lıların,İran’lıların ve diğer yabancı uyruklu insanların durumunun ne olacağı konusunda iktidardan veya muhalif partilerden kılını kıpırdatan var mı?
Milyonlarca yoksul insanın sorununa çözüm sunan var mı?
Bu sorunların nasıl çözüleceğini dile getiren var mı?
Birbirlerini eleştirmekten öteye geçmeyen bir siyaset arenasında elbette ülke, Sonbaharda sağa sola savrulan yaprak misali oradan oraya sürüklenir.
Hiç kimse kusura bakmasın ama bu durumu bizlerin, sizlerin vermiş olduğu oylar yarattı.
Şimdi üzerinde çok fazla durmak istemiyorum.Bizler ve sizler konusunu daha sonra irdeleriz.
Yani uzaydan gelip oy kullanmadılar sizler bizler bu hale getirdik Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’sini.
Bundan ötürüdür ki, kimse yadırgamasın bu durumu.
Ülke şu an adeta işlevsiz hale getirilmiş durumda.
Artık sağır sultanlar dahi biliyor ki, bu ülke bu sistemle asla düzlüğe çıkamaz. Battıkça batar.
Bütün kurumlar fonksiyonsuz işlevsiz hale getirilmiş,
Mecliste bulunan bütün Milletvekilleri işlevsiz bir durumda pasifize edilmiş,
En düşük konumdaki amirinden tutunda bakanlarına,hatta Cumhurbaşkanı yardımcılarına kadar herkes;
Bir tek kişinin iki dudağının arasından çıkacak söze bakıyor.
Yani, ülkenin kaderi de geleceği de bir tek adamın merhametine, insafına, vicdanına mahkûm edilmiş şekilde duruyor.
Askerinden, polisine, hâkiminden, savcısına,
Bir tek adamın ağzına bakıyor,
Adalet kalmamış,
Uluslar arası kulvar da ülke olarak hiçbir saygınlığımız kalmamış,
Hal böyle olursa dolarda tavan yapar ekonomi de çöker,ülke de yüz yıl geriye gider.
Hal böyleyken, bu durumda ülkeyi yöneten iktidar kanadından bir hareket yoksa
Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere;
Muhalif kanatta yer alan bütün partilerin yapması gereken tek seçenek var.
Halka inmek ve Sine-i Millete dönmek.
Bana hiç kimse maval okumasın,
Yok efendim sinei millete dönmek çözüm değil,
Yasal olarak da bu mümkün değil hikâyelerini artık dinlemek istemiyoruz.
Madem AKP seçimin erken yapılmasından kaçıyor,
Üç gün daha fazla iktidarda nasıl kalabilirim hesaplarını yapıyor,
O halde siz muhalefet partileri olarak yapmanız gereken tek şey;
Onlar üç günün hesabını yapıyorsa,
Siz de ülkenin geleceği için bir saatin bile hesabını yapmak zorundasınız.
Günü güne eklerim,
Vay benim emeklerim yapmanın,
Ahlar vahlar çekmenin,
Karalar bağlamanın,
Yas tutmanın hiç ama hiç sırası değil.
Çünkü bu iktidarın ülke yönetiminde kaldığı her bir saat,her bir dakika ve her bir saniye,
Ülkenin bir adım daha karanlığa sürüklenmesi anlamına gelmektedir bilesiniz.
Yani şunu söylemeye çalışıyorum ekranlarından birbirinize çemkirmenizin,
Vatandaşa hiç ama hiçbir faydası yoktur bilesiniz.
Vatandaş kavgadan usandı, Vatandaş, ötekileştirmelerden usandı.
Vatandaşın şuan düşündüğü tek şey evine bir parça ekmekği nasıl götürebilirim . Kaynamayan tencereleri tekrar kaynar hale nasıl getirilebilirim meselesi.
İnsanları artık avutmayı bırakın,
İnsanlarla artık dalga geçmeyi bırakın.
Ne yapacaksanız biran önce yapın,
Milletin bu feryadına, çığlığına ses verin, kulak verin.
Zira milletin nefes alacak durumu ve takati kalmadı bilesiniz.
Ajans20 Davul çalmaya devam