FETÖ ülkeyi ele geçirirken bu abiler ellerinde kalemleri önlerine geleni imzalıyorlardı.
2012 yılında FETÖ’cüler Genelkurmay Başkanını hapse atarken, “Yazık bir arpa boyu yol almamışız” diyen Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı idi. Erdoğan Başbakan,Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı, Ali Babacan ise Başbakan Yardımcısı idi.
KPSS soruları Fethullah Gülen’e giderken de, Reza Zarrab, Bakanları,memurları maaşa bağlarken de aynı şekilde bu kadro işin başındaydı.
Darbenin başındaki Semih Terzi, 2014’te YAŞ kararları ile beklenmedik bir şekilde terfi alıp yükselirken kararlarda Başbakan Erdoğan’dan önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzası vardı.
Yani bu üçlü, Türkiye’yi uçuruma götüren kararlar alınırken görev başındalardı.
Hatta önüne her geleni imzaladığı için Abdullah Gül’e noter deniliyordu. Bu üçlünün ortak özellikleri biat etmeleri ve icazet almalarıdır.
Dolayısıyla ileride FETÖ’nün devlete sızması ve yasadışı işlerle ilgili bir yargılama olursa bu kişiler en az Erdoğan kadar sorumlu olacaklardır.
Şimdi ilk kez MHP’nin desteğine rağmen AKP’nin iktidarı kaybedebileceği ve ileri dönemde bir yargılama yolunun açılabileceği belli olunca bunlar tutuştu.
Şimdilerde bazı Medya kuruluşları sırf Erdoğan’a yarasın diye, Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül olursa AKP seçmeninden oy alır ve seçimi kazanır gibi saçmalıklar dillendirmeye başladılar.
Ve mülayim bir Noter’i, hepimizi kurtaracak bir Süpermen’e dönüştürme çabası içerisindeler
Babacan ve Davutoğlu ayrı ayrı partiler kurdular, Abdullah Gül ise yeniden bir makam mevki arayışı içerisinde.
Belli ki seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanacak olan Millet ittifakı içerisinde yer alma gayreti içerisindeler.
Peki insanlar bu kişilere güvenir mi?
Ajans 20 Davul çalmaya devam.