Denizlispor'da faciaya dönüşen teknik direktör konusu, Mesut Bakkal'ın, namı diger Boncuk Mesut'un, takımın başına getirilmesiyle çözülmüş gibi görünüyor.
Mesut Bakkal ismi sanki, yönetim ile taraftarlar arasında suların bir nebze olsun durulmasını şimdilik sağlamış gibi duruyor.
Devre arası bir çok hoca sorumluluk almaktan kaçınır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Fatih Tekke ile yollar ayrıldıktan sonra, teknik direktör bulma konusunda sıkıntı yaşanacağını düşünüyordum.
Böyle düşünmemin nedeni de, Takım düşme potasına adeta demir atmış durumda.
Maddi sıkıntı yaşandığı aşikar.
Transfer yasağı var.
Bana göre kadromuz rakiplerimize göre daha yetersiz.
Ama yanılmışım.
Mesut Bakkal'ın ise geleceğini hiç düşünmüyordum.
Buna sebep ise, daha önceki yıllarda da aynı senaryo yaşanmış, Mesut Bakkal, kendisine teklif götürüldüğünde görev kabul etmemişti.
Mesut Bakkal, bildiğim kadarıyla iki yıldır takım çalıştırmıyor. görev kabul etmesinde bu da etken olmuş olabilir diye düşünüyorum.
Neyse, en azından Denizli'yi tanıyan, Denizlispor'un içerisinden çıkmış birisinin takımın başına getirilmesi olumlu oldu.
İşlerin kötü gittiği bir dönemde en azından Gemiyi alabora omadan Limana sağ salim yanaştırabilme ihtimali bulunan Mesut Bakkal'ın, göreve getirilmesi taraftarlar açısından anlaşılabilir bir durum.
Ancak, Mesut Bakkal'ın da şunu çok iyi anlaması gerekiyor. İşi hiç kolay değil.
Ayağının tozuyla yaptığı cesur açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla kendisine güveniyor. Bu olumlu bir davranış.
Denizlispor'un ilk 6 takım içerisinde yer alabileceğini, buna inandığını söylemiş.
Yalnız, klasik söylemlerle peynir Gemisinin yürümeyeceği de apaçık ortada duruyor.
Bu sezon Lig de kalalım yeter.
Daha öncede yazdım. Sezon başından beri izlediğim kadarıyla bu takım Futbol oynamıyor.
Futbolcuların kendilerine güveni yok.
Kimin nerede, kimin ne oynadığı belli değil.
Pisikolojik yapıyı ve oyun düzenini baştan aşağı değiştirmek lazım.
Bu da kısa sürede o kadar kolay bir iş değil.
Yeni bir teknik direktör, Yeni bir başlangıç, inşallah hayırlı olur.
Hani diyor ya, Mevlana…
Dünle beraber gitti cancağızım.
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
Ajans 20