Fenerbahçe'mizin  bugün Deplasmanda Kayserispor karşısında aldığı net galibiyetten dolayı  ( 0-4 ) başta Teknik Direktörümüz İsmail Kartal olmak üzere, karşılaşma boyunca canla başla mücadele eden kadrodaki tüm oyuncularımızı canı gönülden tebrik ediyor kutluyorum.

Bir parantez açarak genç oyuncularımız, Fenerbahçe'nin adeta gözbebekleri, Ferdi Kadıoğlu ve Arda güler'i sergiledikleri performanstan dolayı ayrıca kutlamak isterim.

Dört sıfır kazanılmış bir maçtan sonra maçı yorumlamayacağım.

Yorumlamak istediğim konu, İlgili ilgisiz herkesin günlerdir Fenerbahçe Yönetiminin kadro dışı bıraktığı Mesut Özil Ve Ozan Tufan hakında yaptığı yorumlar ile ilgili olacak.

Fenerbahçe futbol kulübünün Mesut Özil ve Ozan Tufan'la ilgili  almış olduğu kadro dışı bırakma kararı, geç kalınmış ama Nokta atışı  doğru bir karardır...

İsmi ne olursa olsun, şöhreti ne olursa olsun,  istisnasız hiç bir futbolcu veya yönetici Fenerbahçe Spor  Kulübünden büyük değildir.

Bu konu  Fenerbahçe'nin tüzüğünde tartışmaya kapalıdır. Nokta...

Ayrıca Futbol sahası, Futbol Stadı, Podyum değildir...

Fenerbahçe Kulübü de Mankenlik ajansı değildir...

Eğer niyetiniz mankenlik yapmaksa, o yer asla Fenerbahçe kulübü değil ve olamazda... 

Size Fenerbahçe Forması emanet edilmiş ise, Fenerbahçe'nin futbolcusu iseniz eğer, sahada ve takımda  saygının, sevginin, formaya olan sadakatin, alın terinin, emeğin, forma aşkının , duyguların yoğun yaşandığı ve Türkiye'nin tartışmasız en büyük klübünü temsilen sahadasınız demektir.  

Tartışmasız  her yıl  hedefi şampiyonluk olan bir takımın, hiç  de Fenerbahçe gibi büyük bir takıma yakışmayacak şekilde Lig liderinden yirmi puan fark yemesi Fenerbahçe ve Fenerbahçe taraftarları için acı bir   durum değil midir?..

Şanı şöhreti yerinde, Şeklen genç,  lakin artık hem yaş olarak, hem de ruhen miladı dolmuş oyuncular üzerinde ısrar etmek yanlış bir tercihtir. günümüz futbolu bu tercihleri kaldırmaz. denenmişlerden gelecek adına umut beslememeli,  büyük bir bölümü sil baştan yapılıp, sıfırlanmalıdır.

Fenerbahçe Spor Kulübü,  yan gelip yatılacak bir çiftlik değildir.   Sanki maçta değil de Piknik alanındaymış gibi saha da gezinip, iş yapmayan, ne oynadığı belli olmayan, sürekliliği ve devamlılık çizgisi belli olmayan, farkındalık yaratamayan taraftarlarını sürekli hayal kırıklığına uğratan, ama transfer parasını, pirimini ve maaşının  bir saat dahi gecikmesine tahammül edemeyen ve son kuruşuna kadar alanların takımı olmamalıdır...

Çünkü futbol; Futbolcunun kapasitesini ortaya koymadan,  sadece onun ismiyle oynanan bir oyun şekli değildir.Yanlış ve hataların neresinden dönülürse kardır.

İsmail Ergün