Son zamanlarda kulağıma sıkça çalınmaya başladığı için yazma gereği duydum.
Muhalefet Partilerinin bir araya gelerek kurdukları, Altı partiden oluşan ittifak grubu, son günlerde İktidar yanlısı seçmenler tarafından değil, muhalif kesimlerce eleştirilir oldu.
Muhalifler bırakmışlar işi gücü, bırakmışlar iktidar’ı eleştirmeyi, kendi partilerini ve çalışmalarını hararetle eleştirir olmuşlar.
Bu sözlerimden şu anlam çıkartılmasın.
Elbette eleştiriler yapılabilir. Muhalefet partilerinin de yapılan eleştirileri kesinlikle dikkate alması şart.
Lakin biraz insaf be kardeşim.
“6’lı masa heyecan yaratmıyor muş”
“Muhalefet partilerinin seçim hazırlıkları yok muş”
“Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecini yönetemiyorlar mış”
“Somut çözüm önerileri geliştiremiyorlar mış”
“Bu muhalefetle olmaz mış”
“AKP gitmez miş ”
“AKP kaybedeceği seçime girmez miş”
“Kaybetseler de gitmezler miş”
“Bu muhalefet adam olmaz mış”
“Muhalefet partileri beceriksiz miş”
“Bunlar seçimi kazansa da ülkeyi yönetemezler miş”
“Ne planları var mış, ne programları var mış” vs vs…
Geçekten de biraz insaf be kardeşim.
İktidar veya iktidara yakın çevreler bu söylemleri kullanırlar bu gayet doğal.
Lakin, muhalefet kanatta yer aldığını söyleyen arkadaşlar, acımasızca bu eleştirileri yaparken, bunun karşılığının toplumdaki umutsuzluğu derinleştirdiğini görmüyormusunuz?
Bu gibi söylemlerin seçmeni muhalef partilerinden, hatta siyasetten uzaklaştırdığını görmüyormusunuz?
Böyle yaptıkça da muhalefete yönelik içerden yapılan eleştiriler hem yapıcı olmaktan çıkıp yıkıcı oluyor; Hem de muhalefet partilerinin ve seçmenin umudunun, enerjisinin tükenmesine yol açıyor.
Bence, sürekli olarak ittifak partilerinin eksiklerini ve yanlışlarını anlatan, durmaksızın konuşan, konuşmaktan başka birşey yapmayan, “ Konuşan takım” kendilerinin ne yaptıklarına biraz kafa yormalı.
Bu anlamsız eleştiriler, ne kadar iyi oynarsa oynasın, ne kadar gol atarsa atsın, hatta Şampiyon olsa bile artık milli bir çaba halini alan, Fenerbahçe’yi eleştirmekle eş değer olmaya başladı.
Değerli dostlar; AKP ve ortağı MHP’nin kulaktan kulağa yayılmasını istediği için verdiği sufleye balıklama atlamayınız.
Tamam, muhalefet partilerini eleştirelim.
Ama vakit, aklımızı başımıza alıp, şapkamızı önümüze koyup,şöyle bir durup düşünmenin vaktidir bence.
Bizim stratejik hedefimiz ne?
Karşı çıktığımız ve değişmesini istediğimiz egemen otoriter rejim değil mi?
O hal de, hedef de amaç da belli.
Amaç buysa, sadece ittifakı temsil eden siyasi partilerin değil, muhalif kesimlerin tümünün birazcık “stratejik” davranması gerekiyor.
Elbette ittifak partilerinin sorunları var. Elbette her şey dört dörtlük değil, Elbette her şey güllük gülistanlık değil, ama asıl sorun, tek adam otoritesinden kurtulup, Demokratik sisteme dönmek değil mi?
Öyleyse; bu saçma sapan söylemlerle muhalif seçmeni daha şimdiden sandıktan soğutmayınız.
Ülkede yaşanan Sorunların doğru olarak tespit edilmesi çok çok önemli:
Bence konuşurken çok hassas olunması gerekli konular var.
Öncelikle hedefimizin ne olduğu, ne istediğimiz ve neler yapmamız gerektiğinin çok iyi bilincinde olmalıyız.
Yapmak istediğimiz ne?
İttifak kurduğumuz partilerin geçmişi üzerinden bitmez tükenmez bir haklılık öngörüsü ile hesaplaşma yürütmek mi?
Yoksa Ülkeyi içerisinde bulunduğu krizden çıkaracak, geniş bir ittifak oluşturmak mı?
Cevabınız, demokrasinin yeniden inşa edilmesi, hak, hukuk, adalet, insan hakları, özgür ve bağımsız bir türkiye özleminin gerçekleşmesi için, bu otoriter rejimin değiştirilmesi, tek adam sisteminden vazgeçilmesi ise eğer, bütün bunların hayata geçirilebilmesi için, öncelikle seçimlerin kazanılması gerekiyor.
Muhalefet içinde, yani kendi içinizde hesaplaşılması gerektiğini düşünüyorsanız bile, hesaplaşmak için de önce seçimi kazanmalısınız.
Yok,biz şimdi hesaplaşmak istiyoruz diyorsanız, o zaman buyrun iktidarın ekmeğine yağ sürün.
İnanın iktidar kanadı, kısır hesaplaşmalarınızı büyük bir zevkle izleyecektir.
Birileri AKP’nin kanatları altında küçük olsun benim olsun mantığıyla sürekli olarak yaşamayı kabul edebilir.
Ama Türkiye’de herşeye rağmen hiç bir zaman umudunu yitirmeyen ve bu ülkeyi daha demokratik, daha özgür,daha bağımsız,daha yaşanabilir bir ülke yapmaya çok kararlı insanlar var.
Bunun için de şartlar ne olursa olsun, önümüzdeki seçimleri güç birliğiyle kazanacağız…
Öyleyse ne yapmamız lazım?
20 yıldır yaptığımızı yapmamamız lazım mesela…
İsmail Ergün