.jpg)
Değerli okurlar...
Bütün bu başımıza gelenlerde bir Devlet aklı da yok, nas da yok.
Maalesef bu kafa, bu sistem, bu düzen, bu iktidar ile hiç bir şeyin daha iyiye gitme ihtimali de yok.
Ne hatalarını kabul ediyorlar, ne günahlarını.
Ne bilmediklerini kabul ediyorlar, ne yönetemediklerini, ne de yönetemeyeceklerini.
Ne Millet umurlarında ne de Devlet.
Varsa yoksa; yalan, dolan.
Varsa yoksa; kendi istikballeri, kendi çıkarları, kendi koltukları.
İstifa diye bir kelime lügâtlarında yok.
Ne Ekonomiden anlıyorlar, ne halden, ne de dertten.
Ne doğru düzgün bir önerileri var, ne de bir şey bildikleri.
“Gözlerinden ışık çıkarabildiklerine inanıyorlar”
"Göreceksiniz enflasyonu önümüzdeki aylarda düşüreceğiz" diyorlar.
Önümüzdeki ay enflasyonu daha yüksekte görüyoruz...
Bir başka gün, "şu tarihe kadar düşüreceğiz" diyorlar,
O tarih geliyor; önceki aylarda şikayet ettiğimiz enflasyonu mumla arıyoruz...
İki koyuna çobanlık yapamayacak, güvenip bostana bekçi yapılmayacak bir çok insan devletin en kritik makamlarında yönetici olmuşlar...
Gelinen noktada kasa tamtakır, borç ise gırtlakta..
“Türk Lirası dünyanın en değersiz paralarından biri haline gelmiş”
“Ekonomi çökmüş”
“Üretim diye bir şey yok”
“Cari açık desen kapanacak gibi değil”
“Üniversite mezunu çocukların hali içler acısı”
“İşsizlik desen had safhada”
“Esnaf kepenk indiriyor”
“Çiftçi perişan”
“Emekliler yerlerde sürünüyor”
“Petrol, Doğalgaz, Elektrik, fiyatları zaten uçmuş”
Yaşananlardan en ufak bir ders çıkarıp önlem almak bir yana hâlâ ;
saray üstüne saray yaptırıyor, lüksten, şatafattan ödün vermiyor, Manda yoğurdunu, kestane balına bulayıp yiyorlar.
Cuma namazına gitmek için yola çıktıkları konvoylarının ise ucu bucağı görünmüyor...
Ekonomiyi de, ülkeyi de yönetemeyenler; halkını gittikçe fakirleştirirken, ülkeyi kendi vatandaşına gramla alacak kadar pahalı; yabancılar için ise sudan ucuz hale getiriyorlar…
Memleketin gençleri, doktorları, işçileri, memurları, sanayicileri, sanatçıları, aydınları ülkesinden kaçar gibi gitmek istiyor…
Kendi vatandaşımız kaçmak isterken, kaçmaya zorlanırken; yerlerine ne oldukları, kim oldukları belirsiz yabancılar geliyor; ve adeta sudan ucuza Bankalarımızı, sanayi kuruluşlarımızı, ve topraklarımızı ele geçiriyorlar.
Bu yaşananlar genelde diktatörlüğe dönüşen ülkelerde veya işgal edilen ülkelerde yaşanan bir durumdur.
Önümüzdeki seçimler,köprüden önceki son çıkış.
Başka Türkiye yok.
