Altılı masa diye tabir edilen Siyasi Partilerin Genel Başkanları, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde bir kez daha toplandı. Yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre seçim öncesi ve seçimden sonra takip edilecek yol haritası hakkında, geliştirilecek stratejik konular üzerinde istişareler, seçim takvimi açıklanana kadar devam edecek
Bu çok önemli, hız kesmeden tam gaz devam etmesi gerekiyor. Ama asıl önemli olan, altılı masa diye tabir edilen siyasi Partilerin, ortak Politika üretme ve birlikte hareket etme refleksini her an millet’e göstermeleri ve benimsetmeleri lazım.
Her birisi kendi havasında çalar, kendisi oynamaya kalkarsa, küçük olsun benim olsun siyaseti üretmeyi tercih ederse, işte o zaman yandı gülüm keten helva.
Hiç evelemeye, gevelemeye, eğip bükmeye gerek yok. Başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve Altılı masayı oluşturan muhalefet Partilerinin son zamanlardaki çıkışları, İktidar kanadının ezberini bozmaya, aynı zamanda da cumhur ittifakını var gücüyle silkelemeye devam ediyor. Merkez Bankası ziyareti, Tüik ziyareti, Milli eğitim Bakanlığına ziyaret, Sadat denilen örgüt bunlardan bazıları.
Muhalefet partilerinin gündemi belirlemede giderek daha etkili hale gelmesi, üstelik bunu toplumda karşılık bulan bir şekle sokması, iktidarın dengelerini iyice bozuyor.
2019 yerel seçimlerinde, özellikle büyükşehirlerde yaşadığı hezimetle, Akp’nin bundan sonra kaybedeceğini anladığı bir seçim gecesi Ülkede karışıklık çıkarmak için görevlendirileceği endişesi taşınan SADAT isimli karanlık bir örgütün kamu oyunda tartışılmaya açılması CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok önemli bir hamlesiydi.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen Hapis cezası sonrasında Bursa da yapılacak olan mitingin, Partinin tüm unsurlarıyla İstanbul İl Başkanının arkasında olduğunu göstermek amacıyla İstanbul’a kaydırılması, bu da çok önemli bir hamle idi ve yüksek katılımla çok başarılı bir Miting oldu.
Bu mitingle birlikte seçimi kaybetseler bile “Bu iktidar gitmez” algısının artık yerle bir olduğunu, ülkeyi bataklığa saplayan tek adam sisteminin artık göçtüğünü, seçimle pekala gidebileceği inancının toplumda iyice güçlendiğini görebiliyoruz.
Son olarak yandaş vakıflar aracılığı ile yurt dışına aktarılan paralar…
Evet Kılıçdaroğlu’nun, tam zamanında belgeleriyle birlikte ortaya koyduğu bu Yurt dışına para aktarma konusu ve kaçış senaryosu da iktidarın dengesini bozmuş bulunuyor.
Bu bir kaçış hazırlığı mı ?
Seçim sonrasında yurt dışında yeni hayat kurma planları mı?
Bunu şimdilik bilemiyoruz ama, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun iddiaları bu yönde…
Kamuoyu, Ensar ve Türgev’in kamu kurumlarından, Belediyelerden, farklı kaynaklardan yüklü bağışlar aldığını, büyük paraların döndüğünü uzun zamandır biliyordu. Öyle ki, geçtiğimiz yıllarda Kızılay, bu vakıflara aktarılacak paraya aracılık bile etmişti. Anlaşılıyor ki artık belgeler bu para transferini açık ve net ortaya koyuyor. Kılıçdaroğlu, bunlara dayanarak “kaçış hazırlığı” tezini ortaya atıyor.
Bürokratlara çağrı ise çok ama çok önemli bir girişim. Yönetimin gidici olup olmadığı, bürokrat davranışlarından anlaşılır. Eğer bürokrasi ‘bu iş bitti’ diyor ve gelmesi beklenen ekibe bilgi belge aktarıyorsa, o yönetimin sonu hakikaten gelmiştir!..
Kılıçdaroğlu, “bürokrasiden bilgi, belge akıyor” derken tam da bunu kast ediyor.
Gündem belirleme konusunda atağa kalkan muhalefetin karşısında iktidarın eli giderek zayıflıyor. “Kaçış planı”açıklaması ve belgelerle açığa çıkan para transferleri karşısında tek söyleyebildikleri şey, muhalefet Partilerini “FETÖ” yanlısı olmakla suçlamaya çalışmak oluyor, bunlar ‘FETÖ’ taktikleridir diyerek karalamaya çalışmak oluyor…
Artık bu söylemlerden de herkese gına geldi, FETÖ ile boy boy fotoğrafları olanların, bakan olduğu bir iktidarda, muhalefeti her fırsatta bununla suçlamaya çalışmak ne kadar inandırıcı ???
Artık kimse yemiyor…
Gündem belirleme gayretinde daha da acıklı hallere düştükleri de oluyor. Örneğin tek adamın ‘halkımın refah seviyesi cumhuriyet tarihinin en üst seviyesinde’ demesi; açlık yokluk yoksulluk ile boğuşan insanlarda öfke yaratmaktan başka bir işe yaramıyor.
Hele AKP genel Başkanının uzaya insan göndereceklerini söylemesi, “ayranı yok içmeye” deyişine cuk diye oturuyor.
Kısacası başta CHP olmak üzere muhalefetin son zamanlarda gündem belirleyen çıkışları iktidar kanadını silkelemeye devam ediyor.
Bunun sürmesi önemli ama elbette asıl önemli olan, muhalefetin ortak politika üretme ve birlikte hareket etme tavrı sergilemesi.
Her biri kendi dansını yapmaya kalkar, kendi oy oranı için siyaset üretmeye kalkarsa, işte o zaman büyük hayal kırıklığı olur.
En büyük sınav, altılı masanın birlikte yol alabilmeyi sonuna kadar başarması ve aynı zamanda kazanması en muhtemel ismi Cumhurbaşkanı adayı olarak oy birliğiyle açıklamaları olacaktır.