Şifre haberde Bülent Öztürk yazmış. Ajans20 Grubunda paylaşmış orada gördüm.
Bahsettiği programı hiç bilmem. Takip ettiğim bir kanal da değil. Benim ilgi alanıma giren bir program hiç değil. Ne yaparlar ne ederler bir bilgim yok. Lakin Bülent Öztürk'ün yazdıklarından anladığıma göre, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı ve Bülent Öztürk'ün deyimiyle MALUM ŞAHIS, Denizli'yi tanıtacağız diye büyük bir skandala imza atmışlar gibi gözüküyor.
Bülent Öztürk daha önce de bir çok kez yazdı. Bahsettiği bu malum şahısın 11 mi, 12 mi, 15 mi internet sitesi varmış.
Büyükşehir Belediyesi, Merkezefendi Belediyesi, Pamukkale Belediyesi bu malum şahısın sitelerinin her birine aylık 10 Biner TL hizmet bedeli adı altında para veriyormuş.
Ben Bülent’in yalancısıyım öyle diyo.
Arkasından MÇS diye birisinden bahsediyor bahsettiği kişi aynı kişi. Bu MÇS de çok becerikli birisiymiş. Deve güreşleri, Boğa güreşleri, yağlı güreşler filan düzenliyor muş ! Denizli'deki reklam panoları MÇS ye aitmiş, reklam ajansları varmış, o reklam ajanslarında kimler çalışıyormuş!
Ben MÇS'yi de tanımam, malum şahısı da tanımam. Tanışmışlığım, bir çay içmişliğim de yok.
Yine Bülent'in yazdığına göre bu Leblebi Çorbası işini de malum şahıs organize etmiş.
Bunun üzerine ben de bir araştırma yaptım. Daha doğrusu bizim köyden büyüklerimizden soruşturdum. Hiç kimse leblebi çorbası diye Denizli’ye özgü bir şey bilmiyor.
Bu nereden çıktı? Nerenizden uydurdunuz?
Ayrıca Bülent Öztürk, Denizli kebabının tencerede pişirilip servis tabağında sergilendiğinden söz ediyor.
Eğer öyleyse tamamen rezalet.
Denizli Kebabını tencerede yapılan bir kavurma et pozisyonuna düşürmek ise, ayrı bir rezalet. Büyük skandal.
Kale biber tatarı.
Keşkek, ( Babadağ keşkeği)
Kale Davaz Baklavası.
Programda yarışan çocukların o tezgahlarda bunları yapabilme ihtimali var mı?
Hadi biber tatarını yapabildiler diyelim!
Babadağ keşkeğini, Kale Davaz Baklavasını nasıl yapacaklar?
Kaş yapalım derken, Göz çıkarıyorsunuz.
Ayrıca Bülent Öztürk, Milletin paralarının boş yere birilerine aktarıldığından söz ediyor ve hesap verilmediğinden yakınıyor.
Haklı mı? Haklı.
Bülent Öztürk’ün konuyla ilgili eleştirel yazısından sonra bu gün, MÇS’nin sahibi olduğu bilinen bir internet sitesinde vaziyeti toparlamak amacıyla Leblebi çorbası üzerine bir haber yapılmaya çalışılmış.
Yapılan haberin ısmarlama haber olduğu da çok açık.
Neyse orası beni ilgilendirmez. Gelelim “LEBLEBİNİN” faydalarına; yazılanlara göre Leblebi çorbası Denizli’nin yeni markası olmuş.
Artık iki günde nasıl marka olduysa!
Leblebi Denizli’nin coğrafi işaretli bir ürünüymüş!
Fikir, yarışmanın dünyaca ünlü şeflerinden çıkmış. Şefler, yenilikçi bir çorba yapma fikrini ortaya atmışlar!
Yenilikçi çorba ne demek orasını da tam olarak anlayamadım ama neyse!
Leblebi çorbası, geleneksel bir Denizli yemeği olarak sunulmamış!
Serinhisar İlçesinde kavrulan leblebiler tüm dünyaya satılıyormuş!
Teknik, tecrübe ve detaylar birleşince ortaya Denizli leblebisi çıkıyormuş!
Böylece leblebi çorbası oluyormuş!
Şöyle oluyormuş, böyle oluyormuş. Mış, mış, mış, muş, muş, muş…
Yahu kardeşim adam ne diyor, siz neden bahsediyorsunuz.
Hikaye aynen Bülent’in dediği gibi “REZALET” neresinden tutsan elinde kalıyor.