Bugün yine düşünemiyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler-tutar yanı yok
Fişlenmişim adım-eşkalim bilinmekte
Üstelik göğsümde yani tam şuramda
Kirli sakalıyla bir eşkiya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok
Neylersin ki çember daralmakta
Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, Süleyman Soylu’ya söylediği “AHMAK” sözcüğünden dolayı verilen hapis ve siyasi yasak kararını öğrendiğim anda ilk aklıma gelen şey, Yusuf Hayaloğlu’nun sözlerini yazdığı, Ahmet Kaya’nın okuduğu “BAŞIM BELADA” şarkısının sözleri oldu. Şairinde dediği gibi gelişen olaylar; neresinden bakarsan tutarsız, neresinden bakarsan “AHMAK” ça
Ortalıkta bir ‘ahmak’ lafıdır dolaşıp duruyor, kim kime demiş; Soylu, İmamoğlu’na demiş o da lafı kendisine iade etmiş. Ama nasıl oluyorsa bir zorlama ile bu lafın YSK ya söylendiği iddiasıyla davalar açılıyor, mahkemeler kuruluyor, olmayan bir suçtan dolayı sanki yargı, hak, hukuk, adalet varmış gibi kararlar verilip cezalar kesiliyor.
Seçimleri kaybedeceği gün gibi aşikar olan iktidar, Millet ittifakını oluşturan partilerin oylarının daha da artmasına sebep olacak ne yapmalı diye soracak olursanız, tam da bunu yapmalıydı diyebiliriz.
Henüz hafızalarda tazeliğini koruyan İstanbul seçimlerini iptal etmekle yaşanan hezimetin nasıl büyük bir stratejik hata sonucunda meydana geldiğini ve bu yaşananlardan en ufak bir ders çıkaramamış olmalılar ki, Ekrem İmamoğlu’nun üzerine böylesine sudan sebeplerle yüklenerek daha büyük bir stratejik hata yaptıklarını idrak edemez hale gelmişler.
İmamoğlu’na yapılan bu haksızlığın siyasi sonuçları hiç de tahmin ettikleri veya bekledikleri gibi olmayacak.
Bu hukuksuzluk, tüm muhalif kesimlerin kenetlenmesine yol açacağı gibi, kararsız seçmenleri bile sandık başına götürecektir. Çünkü yaşanan bu olay vicdan sahibi iktidar yanlısı seçmenlerden bile büyük tepki toplamış vaziyette.
Kim ne derse desin, hangi siyasi partiye yakın olursa olsun Millet, daha önce de bir çok kez örneklerini gördüğümüz üzere vicdan sahibidir ve mağduru korur, kollar.
Size bir soru :
Kendi kazdığınız kuyuya kendiniz düşüyorsunuz. Ahmaklığın daha ötesi olabilir mi?
Bir de ahmak lafından yola çıkıp, ahmaklığın tarihini yazanlar var.
Efendim bu işi CHP planlamış, bu olanların hepsi bir tezgah mış, Savcı ve Hakimler CHP’liymiş, kurgulayan da zaten CHP’ demiyorlar mı, artık bunlara ahmak yakıştırması çok hafif kalıyor
Şimdi ortada bir soru daha var. Bu karar, İmamoğlu’nun adaylığını güçlendirir mi, yoksa önünü keser mi?
Eğer bugün bir anket yapılsa hiç kuşku yok ki Ekrem İmamoğlu, açık ara Cumhurbaşkanı Adayı gösterilmesi gereken isim olarak öne çıkacaktır.
Lakin unutmamamız gereken bir husus ta seçimlere daha altı ay gibi bir zaman var ve komplo teorileri gibi değerlendirilen ancak olasılık dahilinde bulunan söylemler de havada uçuşuyor.
İmamoğlu’nun aday gösterilmesini sağlayıp, tam seçim yaklaşırken, son anda mahkeme kararını infaz ederek muhalefeti adaysız bırakmak gibi bir planın uygulamaya sokulması mümkün olabilir mi ?
Bence olabilir. Bunca yaşadıklarımızdan sonra her şey mümkün.
Değerli okurlar, yaşanan bu gelişmeler ile ülke gündemine İmamoğlu oturdu, ama bu vesileyle Altılı masa diye tabir edilen Millet ittifakına da çok önemli bir misyon yükledi.
Bu ittifakı genişletmek birlikteliği sağlamlaştırmak, kimseyi, dışlamadan bütün unsurları ve güçleri birleştirip seçimi kazanmaya odaklanmak.
Çünkü artık iyice gördük ki, aklı firarda olan bir iktidar tarafından bu Ülkenin yönetilmesi mümkün değil.