Değerli okurlar, hep beraber izliyoruz.Günlerdir haber bültenlerinin ilk sırasında Suriye ile yapılan görüşmeler yer alıyor.
Biliyorsunuz Türkiye’nin Milli Savunma Bakanı ve MİT Müsteşarı Rusya’da Suriyeli mevkidaşlarıyla görüşmüşler.
Zaten bir kaç ay öncesinden yavaş yavaş gündeme getirip Milletin gazını almaya başlamışlardı.
Dışişleri Bakanı da, Ocak ayı ortalarında üst düzey bir görüşme yapılma ihtimali yüksek diyor.
Ne diyordu AKP Genel Başkanı, ‘’Bu can bu bedende oldukça’ falan filan diyordu.
Cuma namazını Şam’da kılarız diyordu.
Şimdi ne diyor ? ‘’Esad’la ilgili birimlerimiz temas halindeler, ben de görüşebilirim’’ diyor.
Değerli okuyucular bütün bu söylenenleri duydukça, olanlara hayretle ve ibretle şahit oldukça, büyük usta Sayın Aziz Nesin’i saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Aziz Nesin’in güzel ve ibretlik bir öyküsü vardır.
Öykü kısaca şöyle:
Köyün ağası traktörüne binmiş, kasabaya pazara gidiyor. Yolda köyün çobanı Memet’e rastlamış.
Memet yürüyerek gidiyor kasabaya. Ağa Memet’i de binmesi için traktöre çağırmış.
Bir süre oradan buradan konuştuktan sonra muhabbet bitmiş ve ağanın canı sıkılmaya başlamış. İşte tam bu sırada Ağa’nın aklına bir muzırlık gelmiş.
Biraz eğlence olur diye düşünerek traktörü durdurmuş ve Çoban Memet’e dönmüş.
-Ula Memet” demiş, “Şu yolun kenarındaki mayısı gördün mü?”. (Malum, köylük yerde hayvan bokuna ‘mayıs’ da denir)
-He gördüm ağam demiş Memet…
Ağa devam etmiş :
- Ula Memet; şu mayısı yersen bu traktörü sana veririm.
Memet şaşırmış, afallamış. İçinden “Yav” demiş ”Ömrü hayatımda böyle bir şeye sahip olamam, gözümü kapatıp bu boku yersem bu traktörün sahibi olurum” diye düşünüp.
- Olur ağam essah mı dediğin? diye ağanın teklifini garantiledikten sonra, traktörden inmiş, yolun kenarındaki mayısı bir çırpıda yemiş yutmuş.
Ağanın maksadı aslında Memet’le dalga geçmekmiş; ama olanı biteni görünce O da şaşırmış ve sözünde durarak direksiyondan kalkıp traktörü Memet’e teslim etmiş…
Akşama doğru işleri bitince köye dönerken traktörün yeni sahibi çoban Memet, Ağa’yı da alıp köye doğru yola çıkmış.
Çıkmışlar ama, Ağa’nın da canı sıkkın, Memet’in de…
Ağa’nın canı sıkkın…
Çünkü, biraz eğleneyim derken gül gibi traktörü çobana kaptırmış.
Memet’in canı sıkkın…
Çünkü, mayısı yediği ve mayısı yemenin karşılığında bu traktörü aldığı duyulunca köyde nasıl aşağılanacağını ve nasıl utanacağını düşünmüş ve bir çıkış yolu aramaya başlamış…
Bu düşüncelerle giderlerken, Memet birden traktörü durdurmuş ve Ağa’ya dönerek:
- Ağam, bilirim ki senin de canın sıkkın benim de. Bak şu yolun kenarında ki mayısı gördün mü? İşte o mayısı yersen, traktörü sana geri veririm” demiş.
Ağa zaten büyük pişmanlık içinde, traktörü kaybetmek içine oturmuş. Hemen atlamış yola ve gözlerini kapatarak bir çırpıda yemiş mayısı…
Sonra direksiyondan Memet kalkmış, Ağa oturmuş…
Köye yaklaşırlarken Ağa Memet’e dönüp;
- Ula Memet, bu traktör kasabaya giderken benimdi değil mi?”
- Evet, senindi ağam” demiş Memet.
Ağa devam etmiş:
-Kasabadan dönerken de benim değil mi?”
Memet:
- Senin ağam demiş.
-Peki, Memet o zaman biz bu b..ku niye yedik?” diye sormuş Ağa…
-Bu kafayla biz daha ne b..klar yeriz demiş çoban Memet.
Şöyle birazcık düşünüp düne bakalım:
Papazımız vardı ne oldu?
Van Munit olayı ne oldu?
Mavi Marmara?
Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizi?
Yanılmıyorsam bir de Rahip Branson’umuz vardı?
Kaşıkçı cinayeti. Ne oldu?
Hani bir de Sisi vardı. Ne oldu?
Ülkeye bir sürü sığınmacı doldurduk.
Milyarlarca Dolar, Euro harcadık.
Yüzlerce Şehit verdik.
Madem ki, biz bu Esad’la anlaşacaktık,
Yahu! O zaman biz durduk yerde b..ku neden yedik?
Yahu! Biz neden b..k üstüne b..k yiyoruz?
Kandırıldığımız, aldatıldığımız, yetmedi mi?
Biz hiç b..k yemeye doymayacak mıyız?
Görünen o ki, seçime giderken yeni b..klar yemeye devam edeceğiz.
Umarım hakkımızda hayırlısı olur.