Ülke tarihinin belki de en zor dönemecine giriyoruz…
O kadar net…
İktidarın her ne olursa olsun tek adam yönetimini ve varlığını sürdürebilmek için ülkeyi tek parti devletine çevirme gayretinin tavan yaptığı, yargının siyasi iktidar güdümünde en ağır sonuçlarını gördüğümüz, ekonomide yerin yedi kat dibine vuruşun ağırlığı altında adeta pestilimizin çıktığı, sözde adına Sağlık sistemi dedikleri ucube bir uygulamanın elinde perişan olduğumuz, tarikat ve cemaatlere tanınan sonsuz kredi ve hoşgörünün ahlaksızlık olarak adeta bir lağım çukuru gibi aktığı, Yani kısacası her alanda sıkıntı, her alanda mutsuzluk ve her alandan sorun fışkıran bir yapıdan, bir yönetim biçiminden ve toplumsal sıkıntıdan söz ediyorum.
O kadar net…
Halkın büyük bir çoğunluğu olarak, iktidarın yarattığı bu ağır tabloyu yaşarken bir yandan da her fırsatta bir umut ışığı aradık, güzel bir gelişme bekledik. Bu gidişten büyük endişe duyan büyük çoğunluk olarak tek beklentimiz, muhalefet partilerinin kişisel ve siyasi beklentilerini bir kenara bırakıp, ülkeyi bu iktidardan kurtarmak ilkesiyle bir araya gelmeleriydi. Büyük uğraşlar sonunda öylede oldu. Altı siyasi parti bir araya geldi ama seçimin kilit ismi durumundaki bazı oluşumları ısrarla ve inatla yokmuş gibi davranmaktan vazgeçmediler. Bu telafisi mümkün olmayan çok büyük bir hata. Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin büyük bir katılımla kazanılması için bir takım inatlaşmalardan vazgeçilip her ne gerekiyorsa mutlaka ama mutlaka yapılmalıdır.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. O kadar net…
Altı siyasi Parti Genel Başkanlarının zaman zaman bir araya gelerek yaptıkları toplantılarda her ne kadar belli etmemeye çalışsalar da, bazı konularda çeliştikleri kamuoyu tarafından biliniyordu. Vatandaşlar son anda patlak veren bu çelişmelerin yarattığı umutsuzluğa kapılmamaya çalışarak her şeye rağmen destek vermeyi sürdürdü ve bu sayede çok büyük bir krizin önüne geçilmiş oldu.
İki ay gibi çok kısa zamanımız kaldı. Hep birlikte başka çıkışın olmadığı, ülke tarihinin en kritik, en önemli seçimine gideceğiz. Yani geri dönüşü olmayan bir yola giriyoruz. Ya Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında cumhuriyet değerlerine sahip çıkıp tek adam sistemine son vereceğiz, ya da Laik demokratik Cumhuriyet umudumuzu toprağa gömeceğiz. Yani köprüden önceki son çıkış.
O kadar net…
Altı siyasi Partinin bir araya gelmesiyle oluşan Millet ittifakının ve dışarıdan destek verecek diğer oluşumların başarılı olamaması halinde, belki de bir daha seçim, sandık, demokrasi gibi söylemlerin hayatımızda olmayacağı bir döneme gireceğiz.
O kadar net…
Vatandaş olarak bizler bunun farkındayız; dileğimiz bu gidişe son vermesini beklediğimiz siyasal parti yöneticisi ve mensuplarının da farkına varması.
Kısacası diyorum ki, bu iktidardan kurtulamazsak asla iyi olmamız mümkün değil. Umudum Türkiye’nin beklediği değişimin gerçekleşmesi, el birliği ile çok daha güçlü bir şekilde bu güzel Vatanın yeniden ayağa kalkması.
O kadar net…