Toplumda kutuplaşmanın adeta zirve yaptığı şu günlerde zaman zaman bir takım anlaşmazlıklar olsa da altı siyasi parti liderinin buluşup konuşmaları, üzerinde uzlaşılan ortak metinler paylaşmaları son derece önemli.
Ancak, zaman da daralıyor. Seçimlere kısa bir süre kaldı. Diyalog işbirliğine, işbirliği ortak çözüm önerilerine, paylaşılan bir gelecek vizyonuna ve birlikte hareket modeline dönüşmeli. Ülkenin sorun listesi uzun. Başta ekonomi olmak üzere her biri için uzun uzadıya ayrılabilecek zaman da yok. Üstelik seçim yaklaştıkça hazırlanılması ve birlikte hareket edilmesi gereken birçok konu var.
En başta seçim ve sandık güvenliği. 2019 İstanbul seçimleri ve seçim sonrasında yaşananlar, iktidarın neler yapabileceğine ilişkin gerekli ders çıkarılmış mıdır? Millet ittifakını oluşturan partiler seçimin organizasyonu ve sandıkların sayımı sürecini ne şansa bırakabilirler ne de iktidarın insafına. O halde bir an önce “ortak politikalar” ve “ortak bir gelecek vizyonu” üretme çalışmalarını tamamlayıp, seçimi nasıl yönetecekleri sorununa odaklanmaları gerek.
Seçimlere yaklaşık 65 milyon seçmenin katılacağını var sayarsak,böyle bir seçimi baştan sona doğru bir şekilde yönetmek hiç te kolay olmayan büyük bir hazırlık ve koordinasyon ister. Millet ittifakını oluşturan ve dışarıdan destek verecek olan partilerin genel merkezlerinden, il, ilçe, köy ve hatta mahalle temsilcilerine kadar seçim için örgütlenmeleri gerekiyor.
Diyebilirsiniz ki seçim ilk defa mı oluyor? Bu Partiler ilk defa mı seçime giriyor? Elbette seçim ilk defa olmuyor, partilerin bu konuda tecrübeleri de var. Ama bu tecrübelerde ne yazık ki aynı zamanda yanlışlar, eksikler ve başarısızlıklar da mevcut. Üstelik bu defa karşılarında her zamankinden çok daha fazla ve hiç de iyi niyetli görülmeyen, iktidarı kaybetmemek için aklınıza hayalinize gelen /gelmeyen her şeyi deneyebilecek bir siyasi yapıdan söz ediyoruz.
Ülkemizde yaşanan deprem felaketi herşeyi dahada karmaşık hale getirdi. Dolayısıyla, Seçmen kütüklerinin ilanının ardından listelerin incelenmesi, eksiklerinin giderilmesi, fazlalıkların silinmesi, itirazların yapılması, bütün bunlar partilerin örgütlerinin ve üyelerinin son derece aktif ve dikkatli olmalarını gerektiren bir sürecin yaşanacağını gösteriyor. Altılı masa bu sürece hazır mı? Teker teker değil, bu işleri birlikte, tıkır tıkır işleyen bir sistem ve birbirlerine destek vererek yapmaya hazırlar mı?
Seçim güvenliğinin en önemli ayaklarından birisi de‘mükerrer oylar’ın önüne geçmek. Seçmen listelerinin kontrolü tek başına buna yetmeyebilir. Mükerrer oyların önlenmesi için geçmişte bazı seçimlerde kullanılan geleneksel bir yöntem olan parmak boyası gündemde. Halkın yüzde 90’ı seçimlerde birden fazla oy kullanılmasını engellemek için parmak boyasının, bu seçimlerde yeniden uygulamaya konulmasını istiyor. AKP seçmeninin de büyük bir çoğunluğu bu kanaatte. Muhalefet partileri, parmak boyası’nın kullanılması için kamuoyu oluşturup iktidara büyük bir baskı kampanyası başlatabilirler.
Ortak Politikaların belirlenmesi, ortak bazı konularda uzlaşılması hiç kuşkusuz önemli ama en önemlisi, önümüzdeki bu seçimlerin mutlak surette kazanılması. Örneğin, sandıklarda oyların sayımı konusunda muhalefet partilerinin hep birlikte hareket etmelerini sağlayacak bir hazırlığı var mı, veya olacak mı? Sandık sayım tutanaklarının temini, toplanması ve bir merkeze aktarılması nasıl bir organizasyon ile gerçekleştirilecek?
Sandığa sahip çıkabilme iradesi göstermeyen, bunu örgütleyemeyen, hazırlıkları yapmayan bir muhalefetin seçmenlerini sandığa gitmek için ikna etmekte zorlanacağını düşünüyorum. Halk, oy verdiği partinin sandığa sahip çıkacağından emin olmak ister. Geçmişte bunun örnekleri yaşandı.
En yakın örneği, İstanbul seçimleri hafızalarda. Seçimlerin YSK tarafından iptali taraflı tarafsız bütün insanların vicdanını rahatsız etti, çünkü muhalefetin Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ve örgütleri ellerinde mevcut bulunan seçim tutanaklarıyla belgeleyerek seçimi kazandıklarına toplumu ikna ettiler. Seçimin tekrarında da halkın vicdanında mahkum olan iktidarın adayı bu nedenle seçimi çok büyük bir farkla kaybetti.
Oy sayımı nasıl olacak? Oylar sayılırken seçim gecesi nasıl bir sistemle bütün sandıklardan bir merkeze sonuçlar iletilecek? Eğer Millet ittifakını oluşturan Partiler oyların sayılması ve sonuçların duyurulması işini Yüksek seçim kurulu (YSK) ve Anadolu Ajansı’na (AA) bırakacaksa şimdiden seçimlere katılmaktan, halkı boş yere umutlandırmaktan vazgeçsin.
AA’dan ve hatta YSK’dan bağımsız, alternatif bir sayım ve iletişim sistemi kurmadan, Millet ittifakı seçimleri kazanamaz.“KAZANSA DA KAZANAMAZ”. Atı alan Üskadar’ı geçer, hiç bir şey olmasa da bir şey olmuştur derler,Trafolara Kediler girer, geçmişinde iktidarın sicili hiç te parlak değil. Bu konuda bir hazırlık var mı? Çünkü bütün bu işler, işbirlikleri ve koordinasyon kısa sürede kolayca oluşturulabilecek şeyler değil.
Seçimlere yönelik sorunların çözümü ve işbirliklerinin örgütlenmesi için altılı masanın taban’a da yayılması gerek. Altılı masanın her ilde, ilçede, mahallede, köyde kurulması gerek. birbirlerini tanımalı, yerelde baş başa verip birlikte çalışmalı. Birbirlerine güvenmeye başlamalı. Ancak böyle altılı işbirliği bir taban hareketine dönüşebilir.
Altı muhalefet partisinin örgütleri ve seçmenleri seçmen listelerini kontrol ederken, sandık temsilcileri atanırken, sandıklar sayılırken birlikte çalışacaklarsa birbirlerini tanımaları, birbirlerine güvenmeleri, birlikte çalışmaları şimdiden sağlanmalıdır. Ayrıca işbirliğinin tabana yayılması seçimlere partilerin ortak listelerle girmeleri durumunda seçmenin olası tepkilerini bir nebze de olsa dindirmeye de yarayacaktır.
Türkiye’nin Millet ittifakını oluşturan partilerin tabanına yayılan bir harekete ihtiyacı var. İttifakın veya işbirliğinin tabana yayılması hem seçim yaklaştıkça toplumda beklenen hareketliliği artırır, hem sandık güvenliğini artırır, hem de seçimin kazanılmasından sonra hedeflenen Parlamenter sisteme dönmek için gerekli toplumsal uzlaşmayı bu günden sağlamaya başlar.
Kısacası, Altılı masanın her ilde, ilçede, köyde, mahallede kurulması gerek.