Ben televizyon ekranlarında yayınlanan dizileri izleyen birisi değilim. Televizyon ekranıyla ilişkim, günlük haber bültenleri ve futbol maçları o kadar.
Lakin son haftalarda bir “Dilber Dansı” kavramı herkesin dilinde. Sosyal medya da, haber bültenlerinde, gazete sayfalarında sokakta, kahvehanelerde, Dilber’de Dilber. Herkes çoluk çocuk, kadın erkek Dilber’i konuşuyor. Dilber herkesi esir almış.
Bu nasıl bir şeymiş diye merak ettim. İnternet’te aradım buldum. İnci taneleri adlı Dizinin birinci bölümünü seyredince milyonlarca kişinin Dilber’i konuşmasının çok haklı olduğuna ve bu dizinin izlenmesi gerektiğine karar verdim.
Ama yalnızca dansı değil.
Dizi izleyenleri ikiye bölmüş durumda Kimileri sadece kadın bedeni ve gece hayatı üzerinden bakıyor, kimileri de hikâyenin gerçek hayatla ilişkilendirilmesi üzerinden bakıyor.
Hazar Ergüçlü’nün pavyon sahnesinde oynadığı oyun, Ankara karakterli bir oyun. Sanatçının oynayış biçimi de Ankara ve yöresindeki mekanlarda uygulanış biçimi.
Bana göre usta sanatçı Yılmaz ERDOĞAN, döktürmüş. Senaryoyu yazmış başrolde oynuyor aralarda yaptığı mizah ögeleri muhteşem ötesi. Genç oyuncu Hazar ERGÜÇLÜ’de rolünün hakkını vermiş. Sadece dansı değil, oyun içerisinde sergilediği performans gerçekten ER- GÜÇLÜ.
Benim çocukluk ve gençlik yıllarımda Televizyon’un henüz yaşamımıza girmediği dönemlerde Yılmaz GÜNEY gibi büyük sanatçılar çevirdikleri sinema filmlerinde düzenin esaslı bir eleştirisini yaparak topluma sınıf bilinci vermeye çalışırlardı.
İnci taneleri de, içerisinde mizah ögeleri taşıyan bir eğitim dizisi gibi görünüyor. Dizi, günümüzde yaygın kadın cinayetleri, Özel okul eğitimindeki çarpıklıklar, Gece hayatı, suç örgütleri, yaşam içerisinde başımıza gelebilecek olaylar, duygusal ilişkiler, zengin ve fakir yaşam şartları, gibi gibi olayları gözler önüne seriyor. Oynayan bütün oyuncular rollerini başarıyla canlandırıyor.
Mesela, otel çalışanı çocuk muhteşem oynuyor. Pavyon patronu rolünü oynayan mükemmel oynamış. Dilber’i, pavyona götürüp getiren oyuncu çok başarılı.
Bu diziyi yalnızca dizi izleme alışkanlığı olan kadınlar değil, erkekler, genç kızlar, delikanlılar, sanırım bu kez toplumun çarpık yanlarını ekranlarda görmek isteyen herkes izliyordur veya izlemelidir diye düşünüyorum.
Çorbada tuzumuz bulunsun.