Değerli okurlar belki biraz geç oldu ama anca kendime gelebildim.
Ne oldu diye soracak olursanız, 31 Mart 2024 günü saat 7'den itibaren ayaklarım yere basmıyor, havalarda geziyorum. Kusura bakmayın Bilgisayarın başına oturmak biraz zaman aldı.
Şimdi gelelim benim naçizane seçim değerlendirmeme. Ne demişler, çorbada tuzumuz bulunsun.
Şu anda iktidarda, muhalefet kanadında ve toplumda ortak tek bir duygu hakim; o da ''şaşkınlık''…
Sandıklardan çıkan sonuçları şöyle bir incelediğimizde 31 Mart seçimlerinde seçmen öyle farklı motivasyonlarla oy kullanmış ki, ve sandıklardan öyle bir sonuç çıktı ki, iktidar da, muhalefet de, herkes şok oldu…
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, kısacası CHP'de bulunan Büyükşehirler açısından bir kayıp yaşanmayacağı öngörülüyordu ama bu kadar büyük bir değişimin olacağını hiç kimse öngöremiyordu. Afyon, Kütahya, Adıyaman vs. gibi iktidar Partisinin kalesi olarak bilinen yerlerin hem de oldukça farklı bir şekilde CHP'ye kaybedilmesi şaşkınlık yaratmadı değil.
Genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanıp bu kazanımın verdiği kibir ve özgüven ile yerel seçimlere giden iktidar, devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla ve de kabine üyesi Bakanlarıyla sahaya çıkan AKP cenahı, bu utanmazlığı karşısında tabiri caizse sağlam bir kroşe yedi. Abondone oldu. Aldığı darbenin şiddetiyle sersem tavuk misali dolaşıyor.
Tek adam Tayyip bey, bu sonuçları neresinden okur, neresinden yazar bilemem ama, çok düzgün okuyup yazacağını beklemiyorum. Aslına bakarsanız hezimetin tek sorumlusu kendisi. Daha 10 ay önce halka bin bir asılsız vaat verip pembe tablo çizerek seçimi kazanan tek adam Tayyip bey, bu süre içinde fakirlik ve yoksulluğu ikiye katlayınca, emeklilerle dalga geçince, kendi efradı bir eli yağda bir eli balda yaşamaya devam edince, Medine hurması, Manda yoğurdu, ejder meyvesi yerine, ''SEÇMEN TOKADI'' nasıl yenir öğrenmiş oldu.
Erdoğan’a kayıtsız şartsız destek veren, seçimden 5. Parti olarak çıkıp yerlerde sürünen baraj altı iktidar ortağı MHP derseniz çok feci vaziyette. Bahçeli’nin ekranlara yansıyan o yüzü gözü morarmış, kolu sargılı hali sanki sandıkta yediği dayağın eseri gibi duruyor!..
Eski Bahçeli olsa ‘’erken seçim’’ naraları atarak veee tüm sorumluluğu ortağı Tayyip beyin üzerine atarak kendini kurtarmaya çalışırdı ama artık yemezler!..
Ne Bahçeli’de o güç var, ne de halkta bu oyuna gelecek göz var!..
Aslında ortaya çıkan sonuçlar etraflıca incelendiği zaman, CHP hariç bütün muhalefet partileri baraj altında kalıyor.
Sözüm ona ‘’ÖZÜ BAŞINA HÜR VE MÜSTAKİL’’ seçime giden İYİ parti genel başkanı Meral Akşener, sıfır çekerek kendi deyimiyle tarih olmuştur. Bu sonuçla ‘eve gitmesi’ gerekirdi ama hala seçimli kurultay deyip top çeviriyor. Denizli Milletvekili Yasin Öztürk gibi geriye kalan birkaç müritleri nasıl olsa beni yeniden aday göstereceklerdir diye düşünüyor olmalı!..
Ama, Denizli’de bile üç günde 350 istifanın olduğu yerde, ve Bilge Yılmaz’dan sonra kopuş daha da büyüyen bir hızla artacaktır diye düşünüyorum.
YRP bir çıkış yakalayıp oldukça ciddi bir ivme yakalayıp 3. Parti konumuna geldi ve AKP’ye alternatif olma yolunda çok büyük bir adım attı.
DEM’in gerçek oyunun bu seçimde aldığından fazla olduğu kanaatindeyim.
Şimdi dalga dalga büyüyerek gelen bir dip dalga etkisiyle Türkiye haritasını kıpkırmızı yapan CHP’nin önce bu başarıyı hazmetmesi ve en önemlisi kalıcı kılması gerekiyor. Daha önce elinde bulundurduğu belediyeler ve yeni eklenenlerle birlikte ortaya koyacağı genel ve yerel politikalarla bu oylar ya kalıcı olacak ya da dağılacaktır. Bu anlamda propaganda döneminde söylenen bazı uçuk kaçık projeler yerine seçmene, oy verdiğinize pişman olmayacaksınız dedirtecek, halkın gerçek gündemine ilişkin politikalar üretmeleri gerekiyor. Velhasıl Cumhuriyet değerlerinin daha fazla korkusuzca sahiplenildiği bir dönem başlamış bulunuyor. CHP’li Belediye Başkanları için asıl iş şimdi başlıyor.